Dünya’daki yıllık karbondioksit emisyonlarının 8%’sinden kadarını çimento sanayisi tek başına sorumlu. Üretilmekte olan her doz, her ton çimento için yaklaşık bir ton sera gazı atmosfere salınarak ozon tabakasını delmeye devam ediyor. Üzerinde yaşamakta olduğumuz gezegenimiz için bu büyük bir tehdit fakat meselenin bu denli büyük olması aynı zamanda çimento üretiminde inovasyon çalışmalarını hızlandırmakta. Bu bağlamda çimento üretimi ve beton imalatı esnasında karbondioksit salınımını azaltmak için fikir aşamasında ve geliştirilmekte olan birçok proje mevcut.
Agrega, çimento ve sudan oluşan beton, inşaatın olmazsa olmazı. Bu bileşimde çimento ise bağlayıcı malzemedir. 1835 yılında keşfedilen kireçtaşı ve kilden oluşan Portland çimentosu, şu an dünyada en yaygın kullanılan çeşidi. Üretiminde ise kireç (CaO) ve kil toz haline gelene kadar muazzam sıcaklıklarda ısıtılmaktadır ve bunun için de yüksek miktarda enerji gerekli. Yani başka bir deyişle karbondioksit üretimi…
Ek akla yatkın yeşil fikirlerden biri ise; üretimde elde edilen karbondioksiti, betonun kürlenme sürecini hızlandırmak için enjekte ederek “verimli” kullanmak ve emisyonları bir nebze dengelemek. Son yıllarda yeşil teknolojilere yaptığı yatırımları arttıran Bill Gates, bu alanda inovasyon çalışmaları hazırlayan Carbon Cure Technologies Inc. şirketine yaptığı büyük yatırım ile dikkat çekti. Hemen ardından ise Suudi Arabistan petrollerini çıkartan devlet firması Aramco ise karbondioksit ile beton arasında bileşik yapmak için çalışma geliştiren bir şirkete yatırım yaptı. Büyük yatırımcıların el atması ile birlikte çimento ve betonun çevreye zararını azaltma çalışmaları, her zamankinden çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor.
Beton modern dünyanın en temel yapı taşı. Fakat dünyanın yapısını korumak için olabildiğince yeşil üretime geçmek ise gelecek kuşaklara karşı bizim sorumluluğumuz. Bill Gates’in hedefi ise 2050 yılında çimento ve beton üretiminde elde edilen karbonizasyonu sıfıra indirgemek. Ne kadar az karbon, o kadar çok yeşil!