Halihazırdaki bulunduğu Işıkkent mevkiinden sonraki konumunun İzmir-İstanbul otoyolunun ücretsiz kesimindeki Kuyucak, Ulucak, Kemalpaşa ve Akalan kavşakları arasında bir yerde olacağını; hem İstanbul ile otoyol bağlantısı hem İzmir Çevre Yoluna bağlantısı ve hem de İzmir-Ankara Devlet Yolu üzerinde bulunmasından dolayı seçilmesini kestirmek pek şaşırtıcı değil hatta olması gereken de bu mevkiidir. Vakti de gelmiştir. Ama Büyükşehir Belediyesinin ne karar vereceğini tahmin edebilmek imkânsız durumdadır çünkü hâlâ taşıma projesi gündeme alınmamıştır.
Bulunduğu mevcut konumda kalmaya devam edecekti ise; şehir içi devlet ve il yollarında yıllık ortalama günlük trafik 75.000 bandında iken (Bkz: 2021 yılı Y.O.G.T. değerleri) belediyenin işlettiği şehir içi yollarda bu sayının da üzerinde olduğu düşünüldüğünde; halihazırda yapılmış olan Halkapınar-Fahrettin Altay tramway hattı, komadaki hastanın fişi çekmekten ibaret olmuştur. Bu hatlardan biri Kamil Tunca Caddesi üzerinden, üstyapı iyileştirmesi de yapılarak hem trafik yoğunluğunu rahatlatıp hem de tramway hattı araç trafiğine müdahale etmeyecek şekilde dizayn edilerek doğrudan şehirlerarası otobüs terminaline planlanmalıydı.
Bu doğrultuda; “Garaj” bahsettiğim konuma tanışırsa şayet bu uzaklıktaki bir konuma sadece otobüs/minibüs ile ulaşım düşünülemeyeceği için belediyenin 30* (+-2) kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşa etmesi gerekmektedir. Bu projenin finansman maliyeti ve zahmetine katlanılırsa eğer proje bitiminde İzmir’in bir arterinin tansiyonu düşecektir. Gerçekti kanaatim ise maliyet ve zahmeti azaltarak kuzey-güney aksında İzban hattına yakın bir konum seçilerek kolaya kaçılacağı ve bunun neticesinde ise bir yirmi sene daha kaybedileceği kanaatindeyim.