You are currently viewing İzmir Trafik Sorununa Çözüm

İzmir Trafik Sorununa Çözüm

Yıllardır İzmir’in Trafik Yoğunluğu sorunu olduğunu anlatınca aldığım cevap “Öyle bir sorun yok!” oluyordu. Homurtular arttığına göre memnuniyetsizlikler başladı. Birkaç kilit nokta için gönüllü olarak ölçü alıp, projeler çizmiştik. Bunları belediyeye sunduktan sonra bir teşekkür mektubu bile almadık.

Değerli İzmirliler, İzmir’de bulunan yolların taşıma kapasitesi, yıllık ortalama günlük trafik değerinden daha az. Yani kabaca; elinizde 1 litrelik bir şişe var ve siz buna 2 litre su doldurmak zorundasınız! “Yıllık Ortalama Günlük Trafik” değeri kapasiteden fazla olunca yolda yoğunluk oluşmaktadır. (Trafik dediğiniz şey yoğunluktur. YOGT değeri sadece 1 bile olsa o yolda “Trafik” mevcuttur.) Bu teknik bilgileri verdikten sonra gelelim ne yapılabileceğine: Öncelikle şunu bilelim; O-30 İzmir Çevre Yolu ve D-300 İzmir-Ankara yolu bakım ve işletme sorumluluğu karayolları 2. Bölge müdürlüğüne, bunun harici diğer tüm arterler ve yollar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapım-bakım ve işletme sorumluluğundadır.

Yol geometrilerini incelediğimizde: İzmir’de 3 x 2 yol görmek pek mümkün değil. Genelde arterler 2 x 2 tasarıma sahip. Buna bir de tramway, sağa park gibi yoğunluk arttıran deli saçması dış etkenler de eklenmekte.

3 x 2 olan Anadolu Caddesi (D-550), Altınyol, Yeşildere Caddesi ve devamı Yeşillik Caddesi aksı Menemen çıkıştan Gaziemir sonuna dek 4 x 2 olacak şekilde mutlak suretle genişletilmeli, yol üzerindeki hemzemin kavşaklar acilen farklı seviyeli kavşak (halk arasında battı-çıktı) olacak şekilde yeniden dizayn edilmelidir. Buna 3 x 2 olan Mustafa Kemal Sahil Bulvarı dahildir. Aynı şekilde O-30 Çevre Yolu, AOSB kavşağından Gaziemir kavşağına kadar 4 x 2 olarak genişletilmelidir. Bu iki iş 5 yıllık acil eylem planı dahilinde olmalıdır.

Daha sonra 2 x 2 olan tüm arterler 3 x 2 tasarıma sahip olacak şekilde 25 yıllık master plan dahilince genişletilmelidir. Evet, bu yüksek maliyetli bir şey fakat zaman satın alınamayan bir şey. İlk öncelikle; İnönü / Mithatpaşa caddeleri (Narlıdere aksı), Halide Edip Adıvar / Mehmet Akif Ersoy / Menderes / Erdem / Doğuş Caddeleri (Üçyol – Şirinyer – Buca aksı), Şehitler / Kamil Tunca Caddeleri (Konak / Otogar aksı), Manas / Fatih caddeleri (Bayraklı – Stadyum aksı) ve ardından iç arterlerden Sakarya / Mustafa Kemal (Bornova iç aks), Girne – Bahriye Üçok – Cevdet Bilsay – Cemal Gürsel caddeleri (Karşıyaka iç aks), Gazi – Fevzi Paşa – Şair Eşref – Cumhuriyet (Konak – Alsancak iç aks) ele alınarak 3 x 2 olarak genişletilmeli, bağlantılar farklı seviyeli kavşaklarla sağlanmalıdır. Ayrıca bu caddelere yarı eşime kontrol sağlanmalıdır. (Giriş ve çıkışlar kısıtlanmalı, her sokaktan bağlantı verilmemelidir.) İstimlak bedelleri bazı caddelerde mutlaka çıkacaktır, aynı ofsette ikinci farklı seviyede (Yolun altında veya üzerinde) bir yol düşünülebilir. Yani aynı yolun üzerinden giden viyadük veya altından giden tünel gibi. Estetik kaygılar var ise 25 yıl içerisinde ödeme muhtemelen gerçekleşecektir. İstimlak gerektirmeyen yollarda yayalara ayrılmış alanların bir kısmından da feragat etmek mecburiyetindeyiz.

Projesi hazır olan Mavişehir – İnciraltı köprü ve tüp geçit ile körfez geçiş projesi yapılmalıdır. O-30 çevre yolu körfez üzerinden birbirine bağlanmalıdır. Karayolları Genel Müdürlüğü bu işi yaptıracak ekonomik güçtedir. Çevre konusu yeniden ele alınmalı, en ekolojik çözüm düşünülmelidir. Düşünün ki bugün Boğaziçi ve FSM köprülerinin olmadığını, işte aynı gerekçeler o köprülerin yapım işlerinde de vardı. Doğaya en saygılı çözüm belirlenerek uygulanmalıdır. Maksimum 1 milyon insanın yaşaması gereken şehire 6 milyon insanı plansızca doldurarak ekolojik dengeyi zaten bozduk, bunu unutmayalım. İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali şehrin dışarısında, otoyol bağlantısı bulunan bir noktaya taşınmalıdır. Geçmişte Basmane’den Halkapınar’a, oradan da şimdiki yerine taşınmıştı. Fakat şu an şehir dışı değil, içerisinde kalmaktadır. Benim en uygun gördüğüm nokta ise Kemalpaşa Yolu. Akalan mevkide hem İstanbul Otoyoluna hem Ankara Devlet Yoluna bağlantı mevcuttur.

Aynı şekilde Basmane ve Alsancak garları dışarı atılmalıdır. Şehirler arası trenler şehrin göbeğine kadar girmemelidir. Alsancak yerine Çiğli, Basmane yerine Gaziemir garları kullanılmalıdır.

İZBAN için mutlaka trafik güncellemesi yapılmalıdır. TCDD demeyin, headway (takip süreleri) düzenlenerek ve tam uyarmalı sinyalize sistem tüm demir yoluna döşenerek bu mümkündür. İZBAN sefer sıklığı 3 dakikaya kadar inebilir. Fakat; Alsancak istasyonu derhal iptal edilmeli, hat Halkapınar’dan sonra doğrudan kemer istasyonuna yönlendirilmelidir. Halkapınar ve Alsancak arası 2 dakikada bir ring treni konularak bu sorun da çözülmüş olacaktır.

“Yerinde Kentsel Dönüşüm” gibi kelime oyunları ile bina yenileme müteahhitliği yapmaktansa “Gerçek” kentsel dönüşüme geçilmelidir. Yani eskiyi yık, yenisini yap zırvalığı terk edilmeli, adalar komple yeniden düzenlenmeli; dikey mimari uygulanarak yeşil alan ve yola terk bırakılmalıdır.

Konak tramwayı 20 km/s hız ve hemzemin güzergâhı ile mevcut trafik yoğunluğunu arttırmaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir. En kısa zamanda yapılan yanlıştan dönülmelidir. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Daha önce bahsettiğim gibi aynı ofset üzerinde farklı seviyede inşa edilecek olan metro hattı baştan yapılmalıydı… bu güzergahların 2009 yılında master plana alındığı, tüm hesapların o tarihte yapıldığı ve daha sonra aradan 10 sene geçmesine rağmen hiçbir revize yapılmadan aynı şekilde uygulandığı bilgisini anekdot olarak vermek isterim. Projesi hazırlanmış olan Buca tramway hattı derhal inşaya başlamalı, Narlıdere metro hattı için çalışmalar hızlandırılmalıdır. Bornova metrosu ise Bayraklı merkeze kadar uzatılmalıdır. Yeni güzergahlar tespit edilmeli ve hatta gerekirse birkaç istasyonluk tali toplayıcı metro hatları inşa edilmelidir.

Ve toplu taşıma özendirilmek için sefer sıklıklarını iyi ayarlamak çok önemlidir. Ve ayrıca hususi araç kullanımını azaltmak için şehir içerisinde belli bölgeye giriş için günlük vergi konulması tartışılmalı ve belirli bölgelerdeki tüm park yerleri elektronik denetleme sistemleri ile kontrol edilerek ücretli yapılmalıdır.

Tüm bu anlatılanlar için gereken üç şey mevcuttur. Eğitim, zaman ve para.