Hamilton 25 araç geçerek kazandı. İnanılmaz değil mi? Arabasında motor değil, roket varmış gibiydi. Hem bu bir gerçek, hem de pist ona çok uygundu.
Her şeyden önce Interlagos bir Mercedes pisti. Kim var kim yok Red Bull pisti dese de aldırmayın. Takvimdeki en kısa pistlerden biri; sadece 4300 metre uzunluğunda ve yarısı düzlük. İlk virajlar olan Senna “S”inden sonra arka düzlük yaklaşık 900 metre uzunluğunda, 4’ncü virajın ardından 300 metre daha kısa bir düzlük bulunuyor. Viraj olarak işaretlenmiş ama hiç hız kesilmeyen, tam gaz geçilen 3(üç) viraj ile beraber Start-Finish düzlüğü ise tam 1400 metre uzunluğunda. Düzlük uzunluğu toplam 2600 metre, yani pistin 60%’si düzlük. Bakü Şehir Pistinden sonra takvimdeki en uzun düzlük. Uzun düzlüğe sahip Barcelona ve Portimao pistlerinde Mercedes’in ne kadar rahat olduğunu gördük. Yavaş viraj sayısı, yani Red Bull’un süre kazandığı viraj sayısı ise sadece 4(dört). Mercedes arabasına ve güçlü motoruna tam uygun bir pist Interlagos.
Sıralama turlarına başlarken Max’in birinci olması beklenilirken, Hamilton motorunu değiştirdi ve uçan Mercedes’i ile ilk sırayı aldı. Arka kanatta kural ihlali var denildi. Bu kadar hızlı olması biraz ona bağlandı. Olması gerekenden 0,2 milimetre geniş açıklık kullandığı için sıralama turlarından diskalifiye edildi. Kural kuraldır, sadece 0,2 mm geniş olması ona ayrıcalık tanımaz. Ama işin cafcaflı tarafı sıralama turlarında 107% kuralı mevcuttur. Bunun haricinde sıralama turlarına katılmayan sürücü, yarışa pit yolundan dahi başlayamaz. Sıralama turlarından diskalifiye ile ihraç edilirseniz haliyle katılmamış sayılırsınız. Fakat Hamilton yarışa katılabildi, bu alan gri. Fakat sprint yarışı olması işine yaradı. Yarış üçte biri kadar uzamış oldu. Kendini uçarak beşinciliğe kadar attı ve Grand Prix’e 10’uncu sıradan başlamaya hak kazandı. Verstappen ise startta Bottas’a geçilerek çok değerli olabilecek 1(bir) puanı bıraktı.
Yarışta ise sprint performansına bakarak, geriden kısa sürede gelebileceğini tahmin edebiliyorduk. Yarış startında ise drag ustası Verstappen, bu sene her zaman yaptığı gibi kalkışta Mercedes’i geçti. Ardından Perez de geçince Red Bull ilk iki sıraya oturdu. Arkadan gelecek Hamilton’a karşı en iyi stratejik özgürlüğe sahip oldular böylece. Bottas yine sinek ikili rolünü oynadı ve üçüncülüğü bıraktı. Perez bu sene Hamilton’a karşı milli mücadele ruhuyla Çanakkale’yi savunur gibi savundu. İlk denemede başarılı olan Hamilton’u arka düzlükte yeniden geçmeyi başardı fakat sonraki turda dayanamadı. Red Bull ilk defa bu pistte Hamilton’un Mercedes’inden performans olarak bariz gerideydi. Ki Verstappen’e de kısa sürede yaklaştı. Max ne kadar dirense de, geçiş denemesinde yolunu bitirse de, zigzag çizse de yarışın sonlarına doğru geçilmesine engel olamadı. Yine çarpışabilirlerdi bu sefer kaçındılar. Max eğer geçilirse tekrar pozisyonunu geri alamayacağının farkındaydı, bu yüzden çok agresifti. Zaten iki Red Bull birden geçildikten sonra Hamilton’un arkasından yetişemedi.
Hamilton ve Bottas’ın araçları farklı. Bunu bariz gördük. Sanal güvenlik aracı olmasa Bottas ne kadar uğraşırsa uğraşsın Perez’i geçemedi. Hamilton ise fazla zorlanmadı. Pilotaj ile alakalı bir durum değil bu. Düşünün, geçen sene Bahreyn Outer Layer yarışında Russell bile Hamilton’un aracıyla yarış kazanacaktı. Bir çaylak ilk defa bindiği araba ile nasıl yarış kazanabilir? Bu araçta bir şey var; yeni motor mu? O da değil. DAS (iki eksenli direksiyon) FIA tarafından yasaklanmasına rağmen eksenleri tersine çevirerek -kuralın arkasından dolanılarak- yeniden kullanıldığı söyleniliyor. Mercedes bir şeyler yapmazsa şampiyonluk gidiyordu, hile yapmış olabilirler mi? Mümkün. Sıralamada yapmadılar mı? Yaptılar. Bilemeyiz.
Sonuçta Hamilton uçarak puan farkını azalttı. Verstappen’in kazancı sprintten gelen ekstra puanlar oldu. Ve Perez’in, -geçen hafta Bottas’ın yaptığı gibi- son turlarda soft lastikleri takarak en hızlı tur puanını Hamilton ve Mercedes’ten çalması çok önemliydi. Max hâlâ önde ve bir yarış daha kazanması ona yetecek gibi görünüyor.
