Dünya uzunca bir süreli eve kapanma, karantina ve kısıtlama evresine girdi ve çoğumuz yaklaşık bir yıldır evlerimizdeyiz. Fakat bu eve kapanmaların, insanların duygu ve zekasını körelttiği ve düşüncelerini aşındırdığına dair bazı işaretler mevcut.

Uzun süreli bu sosyal izolasyonun insan ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini tahmin etmemek mümkün değil. Psikoloji bilimi, daha önceki çalışmalarında izolasyonların beynimizin işleyişini etkilediğini göstermiştir. Tıbben ise stresi tetiklediği birçok araştırma ile sabittir. Fakat bazı sanatçılar yalnızlığın ilhamı tetiklediğini vurgularlar. Bilim ve sanat haricinde konunun iş ayağına gelecek olur isek; sosyal izolasyonun, inovasyonu körelttiği aşikâr.

Diğer insanlardan kopmaya başladıkça duygusal çözümleme kabiliyetimiz azalmaya başlar. Bu da diğer insanları okumamızı zorlaştır. İnovasyon, ergonomi ve tasarım gibi olgular ise tamamen insanların geri dönüşlerini okumaya dayalıdır. Bu bağlamda etkileşim ve fikir alışverişi en önemli detaydır. Ve bunu iyi değerlendirememenin sonucunda bu yaratıcılık dalları körelmektedir.

Evden çalışma işçi ve işveren adına verimliliği arttırsa da sosyal izolasyon, yaratıcılık dalları olan inovasyon, ergonomi ve tasarımı negatif yöne itmiş durumda. Dünyanın en çok da bunlara ihtiyacı var. Pandemi sonrası izolasyon bitecek ama evden çalışma devam edecek. Böylelikle kendimize ve sosyal hayatımıza daha fazla zaman kalacağı için yaratıcılık seviyemizin de artacağı kanaatindeyim.