Boşanma oranlarının artışında birçok farklı neden yatmakta. Bunlardan en sık karşılaştıklarımız ise mükemmeliyetçilik, tahammülsüzlük ve bireysel bencillik. Bu üç ana konu başlığını değerlendirecek olur isek;
Mükemmeliyetçi insanlar yanlışlara, hatalara doğrulardan çok daha fazla takılırlar ve olduğundan çok daha fazla büyütürler. Büyük olgudaki küçük olayları görürler. İlişkide sürekli eşe karşı baskı, eşten yakınma bulunur Bu durum da evliliklerde kişinin ve eşinin zamanla yıpranmasına sebebiyet olur ve boşanmaya kadar gitmektedir.
Tahammülsüz insanlarda ise eşine karşı sabır, karşısındakini dinleme, fikirlerine değer verme gibi kavramlar ortadan kaybolmuştur. Tahammülsüzlük eşlerin birbirine zarar vermekten başka hiçbir şey yapmaz. Bir süre sonra eşler birbirleri ile iletişim halinde olmak istemezler, zorunluluktan dolayı diyalog içerisine girerler. Bu durum önce şiddetli geçimsizliğe daha sonra ise boşanmalara yol açmaktadır.
Bencillik ve ego aslında insanın varoluşundan beri sahip olduğu niteliklerden birisi. Fakat bencilliği kişilik bozukluğu evresine gelmiş olan eş, kendini eşinden daha değerli ve üstün olarak görmektedir. Fakat evlilik ise bencil değil paylaşımcı bir kurumdur. Birbirlerinin beklentilerine önem vermeyen, empati kuramayan çiftlerde bu durum boşanmalara yol açmaktadır.