You are currently viewing Kadına Yazılan Şiir

Kadına Yazılan Şiir


İnsanın kaleminden dökülen kelimelerin hat safhada övgülerle dolu olduğu bu şiirlerin nasıl yazıldığını, nasıl yazdığımı çoktandır düşünürdüm. Nasıl olurdu da bu kadar lirik methiyeler ortaya çıkardı? Evvela çok karmaşık bir mevzu olduğunu fark ettim. Gerekenlerden bazılarının bir arada bulunma zorunluluğu vardır. Aksi halde ortaya bir şey çıkmayacaktır. Yazabiliyor ve bir kadına şiir yazıyor olmanız gerektiğine göre iki bölümde incelemek gerekli; yazı ve hitap edilen kişi.

* * *

Yazı kısmına gelirsek bu iş yazma ile alakalı. İşin teknik kısmı.

Repertuar: Kısaca edebi bilgilerin toplamıdır. Okumak ile doğru orantılı bir grafik seyreder. Bu sebeple yazma eyleminin teorik bilgi kısmını oluşturan belki de en önemli temel taştır. Öğrenilen bir kelime bile yazıya yeni şeyler katar, ufku genişletir.

Yazma Deneyimi: Düşünceleriniz çığır açabiliyor, konuşmalarınız çevrenize hitap edebiliyor olabilir. Amma ve lakin yazmak ne konuşmaya ne de düşünmeye benzer. Üstünde çalışılması gerekmektedir. Birden bire ortaya çıkmaz. Doğuştan gelebilir mi? Kimse bilemez ama irdelendikçe gelişeceği kesin.

Birikim: Hayattaki tecrübelerin bütünü. Ne kadar biriktirirsek faydalanacağımız, anlatacağımız ve yazabileceğimiz şeyler de o kadar oluyor. Bedavaya da öğrenilmiyor tabii ki. Yaşamak, kazık yemek, kaybetmek lazım. Konuyu saptırmadan söylemek gerekirse “Kaybettiklerimiz kazandıklarımızdır.”

Harman: Repertuar, yazma deneyimi ve birikim harmanlandığında ortaya yazı çıkıyor. Yazdığınızı beğenmeseniz bile yazıyorsunuz. Bu işi başarıyorsunuz.

* * *

Gelelim beklenilene. Hitap edilene. İşin en çetrefilli kısmına.

Birisi: Hayalinizdeki veya hayatınızdaki kadına karşı hissettiğiniz duygular. Aşk ya da sevgi denilen şey, özlem, terk edilmişlik, hasret, nefret gibi şeyleri ona karşı hissetmelisiniz. Birileri olmak zorunda.

Sınırları Aşmak: Erkekler duygu dolu cümleler kurmaktan kaçınır, çoğu zaman beceremezler. Bu noktada sınırlar aşılmış, önyargılar kırılmış olmalı. Dilin aşina olması gerekir ki bunlar olsun. Zorlanmadan, sıkılmadan, korkmadan dil alıştığı an üsluba da yansıyacaktır.

* * *

Nihayetinde tüm bahsedilenler bir araya geldiğinde kadına yazılan şiirler meydana geliyor. Eğer ki bu duyguları beslediğiniz kişinin ismi mecaz veya yan bir anlam taşıyorsa şiirleriniz daha da renklenecektir. Ve hayaldeki kadına yazılanlarında daha derin duygular söz konusu oluyor. Düşlemek sınırsızdır. Hayatımızdaki kadına yazılan ise bazen yapmacık duygularla yazılıyor, gerçekçiliğini yazan kişi nezdinde kaybediyor.

Sanat ne sanat, ne halk ne de kadın için. Sanat bizim için, kendimiz için.

[28.01.14 – Burak CANPOLAT]