Size okuma yazma bilmediği halde kitap yazarak meşhur olan Faslı’nın hikâyesini anlatmış mıydım?
Henüz ufak yaşlarda iken dedesinin anlattığı hikâyeleri dinlemeye başlamış. Geceler boyu dedesi anlatır, o da hayranlıkla dedesini dinlermiş. Bir tek hayali varmış. O da bir gün dedesi gibi etkileyici hikâyeler yaratmak ve bunları diğer insanlarla paylaşmakmış.
Evinde hiç duymadığı Fransızcayla okulda tanışan bir çocuk olarak ne dersleri anlayabilmiş ne de arkadaşlarıyla iletişim kurabilmiş. Ve en sonunda okuma yazma öğrenemeden okulu bırakmış.
Dedesi her zaman anlattığı hikâyeleri kendisine bir balığın anlattığını söylermiş. O da bu balığı bulmak umuduyla balıkçılık yapmaya başlamış. Etrafına hep farklı bir gözle bakar ve gördüğü her şeyden tanıştığı her insandan bir hikâye yaratırmış. Bu hikâyeleri ilk olarak balıkçı arkadaşlarına anlatırmış.
Anlattığı hikâyeleri nerden öğrendiğini soranlara, O da dedesi gibi bir balıktan öğrendiğini söylermiş.
Zamanla çok sevdiği balıkçılıktan kazandığı para ile geçinememeye başlamış. Bunun üzerine çok sevdiği balıkçılığı bırakıp, birçok farklı işte çalışmış. Anlattığı hikâyeler kulaktan kulağa dolaşmaya başladıkça hikâye anlatmaya olan tutkusu daha da çok artıyormuş.
Hikâyelerini tüm dünyaya anlatmayı hayal etmesine rağmen okuma yazma bilmediği için bunun imkânsız olduğunu düşünürmüş.
Yabancıların sıklıkla uğradığı bir eğlence mekânında güvenlik görevlisi olarak çalışırken bir Amerikalı ile tanışmış. İkisi de bu karşılaşmanın hayatlarını ilelebet değiştireceğini ve beraber bir mucize gerçekleştireceklerini bilmeden sohbet etmeye başlamışlar. Sohbet ilerledikçe Amerikalı dinlediği tüm hikâyelere şaşkınlıkla karışık bir hayranlık duymaya başlamış.
Amerikalı bu hikâyeleri tüm dünyaya duyurmaları gerektiğini söylerken 40 yıl sürecek dostluğun temelleri atılmış. 40 yıl boyunca birlikte hikâyeleri kaydedip tercüme ederek kitaplar haline getirmiş ve tüm dünyaya ulaştırmışlar. Ta ki Amerikalı hayatını kaybedene kadar.
Bir gün torunu hayranlıkla dinlediği hikâyelerin nesilden nesile aktarılabilmesi için Amerikalının yaptığı işe devam etmeyi teklif etmiş. O günden itibaren Amerikalının yerini bir çocuk almış ve ikisi beraber hikâyeleri tüm dünyaya duyurmaya devam etmişler.
Peki, bu anlattığı masalları okuyamayan Faslı kim mi?
Benim adım Mohammed Mrabet.
Ve bu benim hikâyem.
