Evet, siz de Starbucks’a gittiniz, sipariş vermek için sırada bekledikten sonra (nedense?!) siparişinizi verirken baristaya isminizi söylediniz. Ve bingo! O da ne? Kahvenizi aldığınızda isminizin yanlış yazıldığı gördünüz. Hafif güldünüz veya nasıl anlayamadı diye düşündünüz. Tekrar gittiğinizde tekrar isminizin yanlış yazıldığını gördünüz. Sizce de süreklilik arz eden bir şeyin anormal olması mümkün mü?
İsminiz hiçbir zaman dalga geçme amaçlı olarak veya istemeyerek yanlış yazılmadı. Bilerek ve isteyerek yanlış yazıldı. Peki, siz ne yaptınız? Komik bulduğunuz için kahve bardağınızın fotoğrafını çekerek sosyal medya hesaplarınızda paylaştınız. İşte Starbucks istediğini sizden aldı. Hem kahvesini sattı ve sizin paranızı aldı, hem de size bedavaya reklam yaptırarak tanıtım bütçesinden tasarruf etti. Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim veya ben paylaşmıyorum…
Bu bir pazarlama stratejisi.
Emin olun ki siz paylaşmasanız bile paylaşan birçok insan mevcut. Dünya üzerindeki tüm şubelerindeki baristaların sizin isminizi anlamama veya yazamama ihtimali mevcut değildir. İsim o bardağın üzerine özellikle yanlış yazılıyor ki dikkatinizi çeksin. Siz de arkadaşlarınız ile paylaşın ki ulaşamayacağı kitlelere bile reklam olsun. Hayatında hiç kahve zincirlerinden birine bile girmemiş insanlar arkadaş listelerinizde olabilir ve onlar dahil bu paylaşımınızı görmekteler. Özetle; yanlış isim yazmak, herkese ulaşacak kadar başarılı bir pazarlama ve tanıtım stratejisi. İsminizin o yanlış yazılmış hali aslında göründüğü kadar komik ve masum değil.
